Eğlencelik bir cumartesi gecesi geçirmek amacıyla bu hafta seçtiğim film 2014 yapımı The Maze Runner (Ölümcül Kaçış) filmi oldu. Genç yönetmen Wes Ball ‘un ilk ciddi yapımı olarak adlandırabileceğimiz filmin oyuncuları da pek aşina olmadığımız genç isimlerden oluşuyor. Filmin, James Dashner’ ın çok satanlarda kendine yer bulan 4 kitaplık seriden uyarlama yapılarak sinemaya aktarıldığını da aktaralım bu arada.
Filmin ilk sahnesinde, bir asansörde uyanarak kendisini bir anda egzotik bir mekanda bulan bir genç görmemizle hikayeye hızlı bir giriş yapıyoruz. Etrafı yüksek duvarlarla çevrili bu bölgeye gelen Thomas, ismi de dahil olmak üzere, kendisi ve geçmişiyle alakalı hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. Kendisini karşılayan birçok kişinin de buraya kendisi gibi geldiğini, ve kendi çaplarında bir düzen kurduklarını öğrenen Thomas’ ın aklında birçok soru vardır.
Her gün sabah saatlerinde, 1 defaya mahsus olmak üzere açılan duvar geçitlerinden dışarıya, labirentlerle dolu bir alana açılan kapı akşam kapanmakta, ve “koşucular” olarak adlandırılan ve ekip içerisinden özel olarak seçilen kişiler bu labirentler arasında dolaşarak bir çıkış yolu aramaktadır. Ancak, işin en zor kısmı da buradadır. Bu labirentlerin düzeni her gece değişmektedir ve akşam kapılar kapanmadan yaşam alanlarına dönemezlerse, labirentlerdeki vahşi ve fantastik yaratıklarla geceyi geçirmek zorunda kalırlar. Tabii ki, cesur gencimiz Thomas bu gizemi çözmek ve tüm grubu kurtarmak adına kendini öne atacaktır. Thomas kimliğini bulmak ve bu yerden kurtulmak adına mücadeleye hazırdır.
Thomas’ ın kimliğini çözmeye çalışması esnasında izleyiciye bir merak duygusu aşılamayı başaran filmin, özellikle enteresan yaratıklarla mücadele sahnelerinde aksiyon dozu da yükseliyor. Ancak, bu filmde yaratılan atmosfer ve aksiyon düzeyi fena olmasa da, izlerken bir şeylerin eksik olduğu izlenimine kapıldım. Belki hikaye örgüsü çok basitti, belki de gizemin çabuk çözülmesi yeterli etkiyi yaratamadı, ancak sonuç olarak, ben bu filmi vasat üstü bir film olarak kayıtlara geçirdim. Serinin kitaplarını okumamış birisi olarak, kitaptan daha büyük bir zevk alınabilecek tarzda bir yapım olduğunu da düşünmeden edemedim açıkçası. Ancak, serinin devam filmlerine de şans vermeyi düşünmüyorum. Eğlencelik bir filmden öteye geçmeyen bu filmi bu amaçla izleyecekler haricinde önerdiğimi söyleyemeyeceğim. İyi seyirler…
Benim Puanım: 6,5/10
IMDB Puanı: 6,8/10
Filmin Fragmanı:
FİLM KRİTİKLERİ 